Ülkemizin gıda güvenliği ve tarımsal üretim dengesi açısından hububat ürünleri büyük öneme sahiptir. Buğday ve arpa gibi temel tahıllar, hem iç tüketim hem de hayvansal üretim için vazgeçilmezdir.
2024 sezonunda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, sebze üreticileri üzerinde baskı yaratmış ve birçok üretici, daha öngörülebilir fiyat politikalarına sahip olan hububat üretimine yönelmiştir.
2025 üretim sezonu, Mustafakemalpaşa ilçesi açısından son yılların en yüksek hububat ekiliş alanlarına sahne olmaktadır. Bu artışın temelinde buğday ve arpanın hem gıda sektöründe hem de hayvancılıkta yem hammaddesi olarak stratejik önem taşıması yatmaktadır.
Ancak bu üretim artışının sürdürülebilirliği için, çiftçinin ürününü güvenle değerlendirebileceği alım politikalarının uygulanması kritik önem taşımaktadır.
Mustafakemalpaşa ilçesi, verimli tarım arazileri ve üretici potansiyeliyle Marmara Bölgesi’nin önemli tarım merkezlerinden biridir. 2025 üretim sezonu itibarıyla ilçede buğday ve arpa ekilişlerinde ciddi bir artış gözlenmiştir. Bu durum, hem önceki sezonun sebze üreticileri açısından olumsuz geçmesi hem de hububat ürünlerinin daha garanti alım koşulları sunması ile açıklanabilir.
2024 yılı harman sezonunda Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından Mustafakemalpaşa Ticaret Borsası bahçesinde gerçekleştirilen hububat alımı, bölge çiftçileri tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Bu uygulama, ürününü doğrudan kamu güvencesiyle değerlendirebilme olanağı sunarak, üreticinin tüccara bağımlılığını azaltmıştır. Ancak bu uygulamanın devamlılığı konusunda belirsizlikler çiftçilerde endişe yaratmaktadır.
2025 üretim sezonunun harman dönemine yaklaşılırken, çiftçilerin en temel beklentisi, TMO’nun ilçede yeniden aktif bir alım merkezi kurmasıdır. Aksi halde, üreticilerin ürünlerini düşük fiyatlarla aracı tüccarlara satmak zorunda kalması ve emeğinin karşılığını alamaması riski gündemdedir.
Tarım politikalarının sahada etkili biçimde uygulanabilmesi, yalnızca merkezi idarenin değil, yerel yönetimlerin, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının aktif katılımını gerektirmektedir. İlçede faaliyet gösteren ziraat odaları, üretici birlikleri ve STK’ların 2025 yılı için TMO alım noktasının kurulmasına yönelik kamuoyunu bilgilendirme ve lobi faaliyetlerinde bulunmaları beklenmektedir.
Bu doğrultuda, TMO nezdinde girişimlerde bulunulması, alım sürecinin şeffaf ve erişilebilir hale getirilmesi, bölge üreticisinin gelir güvencesi açısından elzemdir.
Mustafakemalpaşa’da artan hububat üretimi, bölgenin tarımsal yapısında bir dönüşümün habercisidir. Ancak bu dönüşümün çiftçi lehine sürdürülebilir olması, üretimden pazarlamaya kadar tüm süreçlerde güvenli alım mekanizmalarının oluşturulmasına bağlıdır.
2025 üretim sezonunda yaşanabilecek ekonomik dalgalanmalara karşı üreticiyi korumak ve bölgesel tarımsal üretimi teşvik etmek adına TMO’nun aktif rol üstlenmesi, sadece çiftçi için değil, ülke ekonomisi açısından da stratejik bir gerekliliktir.
Necati İldem
Ziraat Yüksek Mühendisi