Profesör James Mellaart, arkeoloji tarihinin en önemli isimlerinden biriydi. Mellaart, Anadolu’da da birçok kazıya ve arkeolojik buluşa öncülük etmişti. Öyle ki bugünün en önemli arkeolojik kazı alanlarından olan Çatalhöyük’ü de ortaya çıkarmış Anadolu’nun bilinen tarihini binlerce yıl geri götürmüştü.
Profesör Mellaart, 1959 yılında London Illustrated News’te bugün Mustafakemalpaşalı define avcılarının arasında da ‘Dorak Hazinesi’ olarak bilinen hazineden bahsetti. Mellaart, Bursa’nın Dorak Köyü’nde bir kral mezarında bulunan ve varlığı o güne kadar duyulup bilinmeyen bir hazineden bahsediyor, bahsetmekle kalmıyor hazinenin kendine ait çizimlerini de gazetede yayımlıyordu.
Mellaart’ın bahsettiği hazinede altın, pırlanta ve gümüşle süslü heykeller, tören baltaları, zümrüt kemerler, bilezikler ve hançerler yer alıyordu.
Profesör, Dorak Hazinesi’ni kazı yaparak bulduğunu değil İzmirli Anna Papastari adında bir kadının evinde gördüğünü söylüyordu. Profesörün anlatısına göre Papastari hazinenin fotoğrafının çekilmesine izin vermemişti. Mellaart da bu nedenle hazinenin ancak çizimlerini yayımlayabilmişti.
Profesör James Mellaart’ın London Illustrated News’te Dorak Hazinesi’nden bahsetmesinden yaklaşık 1.5 sene sonra hazine Türkiye’de gündem olurken gazete manşetlerinde ‘Milyarlık Dorak Hazinesi Hala Kayıp’ başlığıyla yer aldı. Kaçırıldığı düşünülen hazinenin ardından Mellaart’ın kazı izinleri iptal edilirken Türkiye’ye girişi yasaklandı. Hakkında soruşturma da açılan Dorak Hazinesi hakkında elimizde Profesörün çizimleri dışında bir veri yok.
Mustafakemalpaşa’nın Dorak Köyü’nden çıkarıldığı düşünülen ve İngiliz gazetelerinde manşetleri süsleyen Dorak Hazinesi’nin gerçekten var olup olmadığı halen tartışılıyor. Efsanevi bir gizem halinden kulaktan kulağa aktarılan hazine hikayesi ise dinleyenlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
