Başlayan tatil sezonu ile birlikte kış boyunca alınan kilolar pek çok kişi için bir an önce kurtulması gereken bir yük haline geldi. Hızlı ağırlık kayıpları sağlamak için ise mucize gibi görünen şok diyetler ise umut tacirliğinin yanı sıra sağlığınızı tehdit ediyor.

Şok diyetlerin kısa sürede zayıflamaya yardımcı olduğuna yönelik haberler yazılı ve görsel basında ne yazık ki sürekli yer buluyor. Genellikle belirli bir besin/ besin grubu (kabak, yoğurt, ananas vb) kullanılarak çok düşük kalorilerle beslenen bireyler hızlı ağırlık kayıpları sağlamaya çalışıyor.

Çok düşük kalorili diyetlerde yağ kaybı yerine çoğunlukla su ve kas kaybı meydana gelmektedir. Kas kütlesinin ve gücünün yüksek olması sağlıklı bir bedenin yanı sıra formda bir görünüm sağlamaktadır. Yağ kaybı sağlamak,  yüksek yağ kütlesine bağlı oluşabilecek kronik hastalıkların önüne geçmek için oldukça önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre insan vücudunun belirli oranda yağ, kas ve su oranının olması gerekir. Sağlıklı diyet önerileri uygulandığı takdirde vücut bileşimini en ideal seviyeye çekmek mümkündür.

Vücudun ihtiyaç duyduğu enerjinin altında, düşük kalorili besleniyor olmak metabolizmada açlık olarak tanımlanır. Hayatta kalma stratejisi olarak metabolizma, bazal metabolizma hızının azaltır. Bu durum ise ‘şok diyet’ olarak tanımlanan diyet uygulaması bittiğinde hızlı bir ağırlık artışına sebep olur.

Sürekli olarak ağırlık kaybı/ kazanımı döngüsü ise metabolizma üzerinde stres yaratarak hastalıklara ek olarak bu şekilde sürekli hale gelen yanlış diyet uygulamaları yeme bozukluklarına da sebep olabilmektedir.

Uzun süreli çok düşük kalorili diyetler ile beslenmenin beden ve ruh sağlığını olumsuz etkileneceği yadsınamaz bir gerçektir. Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili diyetler, sağlıksız zayıflama yöntemleri sağlığınızda oldukça ciddi sorunları beraberinde getirebilmektedir. Bunlar;

·        Baş ağrısı,

·        Depresyon,

·        Ciltte kuruluk,

·        Tansiyon düşüklüğü,

·        Adet düzensizlikleri,

·        Yorgunluk, halsizlik,

·        Kabızlık,

·        Kansızlık,

·        Bulantı

·        Kalp ritminde bozukluk,

·        Saç dökülmesi olarak sıralanabilir.

Çok düşük kalorili diyet uygulaması ‘diyetisyen’ kontrolünde, diyetisyeninizin uygun gördüğü durumlarda (örneğin, kilo verme sürecinde direnç noktalarında) kısa süreli olarak uygulanabilmektedir. Ancak bilimsel bir geçerliliği ve yetkinliği olmayan bireyler tarafından bireysel olmayan diyet listelerini uygulamak yukarıda saydığımız gibi pek çok probleme yol açabilmektedir.

Vücut ağırlığının korunması ve ideal ağırlığa ulaşmak için beslenme düzeninde denge esastır. Hedefe ulaşmak için belirli bir besin grubunu hayatınızdan çıkarmak veya tam aksine herhangi bir besin grubunu ağırlıklı tüketmek sağlıklı bir zayıflama süreci sağlamaz. Şok diyetler, sıvı beslenme esaslı detoks diyetleri ve tek bir besin grubuna ağırlık veren diyetler sağlığın sürdürülebilmesi için ihtiyaç duyulan tüm besin ögelerini sağlayamaz. Besinler “iyi” veya “kötü” olarak gruplandırmamalı, tüm besinleri yeterli ve dengeli miktarda tüketilmeli, besin çeşitliliğini sağlamaya özen gösterilmelidir. Size en uygun beslenme düzenini oluşturmak için ise bir beslenme uzmanından yardım almak en doğru seçenektir.